Çocuklarda Dil ve Konuşma Gelişimi
- 25.01.2021
Bebeğimiz doğup büyümeye başladığı andan itibaren her ne kadar yanlış olduğunu bilsek de, kendimizi engellemeye çalışsak da bazen çevrenin yorumları bazen içsel endişelerimizle çocuklarımızın gelişimini diğer çocuklarla karşılaştırmaya başlarız. Ne kadar emdi, ne zaman yürümeye başladı, neyi ne zaman öğrendi ve en çok da ne zaman konuşmaya başladığı bu karşılaştırmadan nasibini alır sanıyorum. Çocuğun dil ve iletişim becerisi pek çok gelişimsel durumla ilgili önemli bir ipucuyken öte yandan çevresel, genetik ve yapısal faktörlerden en çok etkilenen gelişim basamaklarından da biridir. Dolayısıyla ebeveynlerin kafası karışır, çocuğum konuşamıyor bu normal mi yoksa bir sorunun işareti mi acaba endişesi duymaya başlarlar. Sahi çocuklar ne zaman konuşmaya başlamalıdır ? Bunun mutlak bir zamanı var mıdır? 2 yaşına gelen çocuğu henüz konuşmaya başlamadıysa paniklemeli, gelişimi ile ilgili endişe duymalı mıdır aileler? Gelin bütünsel bir bakışla değerlendirip anlamaya çalışalım.
Dil ve konuşma gelişiminin, çocuğun özelinde çok değişkenlik gösterse de genel olarak belirlenmiş bazı aşamaları vardır. Bu aşamalar alıcı dil ve ifade edici dil olarak ayrılır. Alıcı dil, dışarıdan gelen seslerin, tepkilerin, yönergelerin çocuk tarafından anlaşılması ifade edici dil ise; çocuğun kendisini ifade etmek için kullandığı sesler ve tepkiler bütünüdür. Yani biri söylediklerimizi ne kadar anlıyor ve takip edebiliyor diğeri de bunlara sözlü olarak ne kadar yanıt verebiliyor gibi düşünülebilir. Bu aşamalara göre; 1 – 2 yaş arasında çocukların basit tek aşamalı komutları anlaması ve yerine getirmesi, bazı vücut bölümlerini gösterebilmesi, sık kullanılan nesneleri tanıması, her ay artacak biçimde kelimeler söylemeye başlaması ardından 2 kelimelik “anne su”, “baba uyku” gibi cümleler kurması ve yine basit 1 – 2 kelimelik soru cümleleri kurmaya (bu ne vb.) başlaması beklenir. 2 – 3 yaş aralığındaysa büyük- küçük, uzun- kısa gibi kavramları anlamaya başlaması, iki aşamalı yönergeleri “oyuncağını getir ve masaya koy” gibi anlayıp yerine getirmesi ve artan kelime dağarcığıyla 2 – 3 kelimeden oluşan cümleler kurması ve bu cümlelerin yakınları tarafından anlaşılması beklenir. Ancak burada altını çizmemiz gereken bu aşamaların mutlak aşamalar olmadığı çocuktan çocuğa, değişkenlik gösterebileceği ve bu değişkenliğin de illaki bir soruna işaret etmediğini bilmektir. Bazen alıcı dildeki gelişimi gözlerken, 3 yaşına kadar ifade edici dili yeterli oranda duyamayız çocuklardan. Burada önemli olan, çocuğumuzun dil gelişimini takip edip endişeye kapılmadan önce, çocuğumuzun sadece neyi söyleyebildiğine değil, neyi anlayabildiğine, sözel olarak olmasa da çevreyle nasıl bir iletişim, göz teması ve ilişki içerisinde olduğuna bütün olarak bakmaktır.
Çocuğumuzun Konuşmasında Gecikme Gözlemliyorsak ;
En başta da belirttiğimiz gibi, 24 ay sonrasında ifade edici dilin artmasını beklemekle birlikte, 2 yaşını doldurmuş çocuğunuz sadece bazı akranları gibi konuşamıyor diye paniklemeye de gerek yok. Çocuğun içerisinde yaşadığı ortam, genetik faktörler (babanın geç konuşması vb.), yapısal faktörler (dudak damak yapısı vb.), çevresel faktörler, bazen çocuğun mükemmelliyetçi yapısı, evdeki çoklu dil kullanımı gibi pek çok faktör bu süreci etkileyebilir. Her gelişim basamağında olduğu gibi dil gelişiminde de bireysel farklılıklar olabileceği, bunun her zaman bir soruna işaret etmeyeceği, gelişimi bütün olarak değerlendirmek gerektiğini unutmamalıyız. Bazen çocuğumuza model olmak ve ona zaman tanımak gerekir. Öte taraftan dil ve konuşma gelişiminin bir uzmanlık konusu olduğunu, sağlıklı değerlendirmenin sadece Dil ve Konuşma Terapistleri tarafından yapılabileceğini bilmeli ve gerektiğinde, kafamız karıştığında uzman görüşü almaktan çekinmemeliyiz. Endişeye kapılıp farkında olmadan hem kendimizi hem çocuğumuzu baskı altında tutmak, hızlıca ilerlemeye zorlamaktansa uzman görüşü alıp rahatlamak çok daha iyi olabilir.
Sevgiler,
Ceren Yüksel Dışpınar
Klinik Psikolog
Mucit Panda Blog İçeriğidir.